Tehlikeli Sular

Şehitler öldü, vatan bölündü ey ülkem

Şehitler öldü, vatan bölündü!!!

Bir tekerlemedir yıllardır ağzımızda her saldırıdan her şehitten her tehtidten her acıdan sonra…

Şehitler ölmez, vatan bölünmez…

Şehitler öldü, haberimiz olmadı, vatan bölünüp paylaşıldı, haberimiz olmadı…

Haberimiz olunca ne oldu ki?

Üçbeş yerde üçbeş kişi toplanıp yine aynı tekerlemeyi söyledi bitti. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez…”

Yine söylüyorum;

Şehitler öldü. Vatan bölündü. Şehitler ölmesydi anneler ağlamaz, tükenmezdi.

Şehitler ölmeseydi bu satırlar yazılırken ve okunurken gözlerden yaşlar süzülmezdi.

Şehitler ölmeseydi bu ülkeye hizmet ederlerdi. Şehitler ölmeseydi, eşler dul çocukları öksüz kalmazdı.

Şehitler ölmeseydi bu ülkede hiçbirşey şu anda olduğu gibi olmazdı. Onlar ülkelerini korumaya devam ederlerdi.

Bu acıklı “mehmetcik” sıfatı üzerlerine yafta gibi yapışmazdı.

Mehmetcik değil onlar, onlar Anlı Şanlı, fişek gibi, zıpkın gibi, aslan gibi ve adam gibi TÜRK ASKERİ…

Ama asla mehmetcik değil.

Hayatımızın her evresinde bayılıyoruz kendimizi gerçeğimizi kendi kendimize acındırmaya. Bizim acınacak bir
durumumuz yok.

* Gençliğinin baharında bir Cumhuriyetimiz var.
* Sadece 73 yıl önce kaybettiğimiz Dünya Liderlerinin Lideri Mustafa Kemal imiz var.
* Kemal in vatandaşı var, Kemal in yandaşı var, Kemal in izinden giden bebeği, çocuğu, genci, yetişkini,
yaşlısı var.

* Tarım var, sanayii var, limanlar var, madeni var, petrolü var,
* İçimizde milliyetçisi var, sosyalist demokratik olanı var, solcusu var sağcısı var.
* Bilim adamı var, bilim kadını var,

Anlayacağınız var oğlu var…

Ne mi eksik???

Eksik olan ne biliyor musunuz.

BİRLİĞİMİZ YOK, BERABERLİĞİMİZ YOK. TOPLUMSAL BİLİNCİMİZ YOK, TOPLUMSAL TEPKİMİZ YOK.

Acınacak birtek durumumuz var işte o da bu biz demememiz… Diyemememiz…

Haberleri izliyorum…

BDP bir tarafta gösteri yapıp öldürdükleri Anlı-Şanlı TÜRK ASKER lerini kutluyor.

Diğer tarafta TÜRK gençleri ŞEHİTLERİNE yanıyor. Tahrik ediyorlar BDP liler. Hep bir ağızdan kendilerince,
şarkılar, türküler, marşlar söylüyorlar. El kol hareketleri yapıyorlar seslerini duyuramadıkları TÜRK gençlerine;

TÜRK gençleri ne mi yapıyor?

Her zamanki gibi sabrediyor, susuyor. TÜRK lüğüyle gurur duyuyor ama susuyor. Bir süre sonra dayanılmaz oluyor aralarından bir tanesi fırlıyor polislerin şaşkın bakışları arasında. Tutuyor birini yakasından deviriyor yere,
BDP liler hep birden saldırıya geçiyorlar Polis bakıyor ( onlarda haklı müdahale etseler BDP liler şikayet ediyor, saldırıyor hatta ve hatta tokat atıyorlar. Tabii bu cümlenin ardından diyorsunuz ki, eee TÜRK gençleri saldırıp bertaraf etmişlerdir hainleri. Yok öyle birşey iki tanesi hariç kameranın görüntüleyebildiği herkes birkaç adım geri kaçıyor. İşte sırf bu yüzdendir ki,

ŞEHİTLER ÖLÜR, VATAN BÖLÜNÜR…

Biz ne kadar uzaktan izlersek, ne kadar “HENÜZ BANA DOKUNMAMIŞ OLAN YILAN BİN YAŞASIN” matığıyla yaşamaya devam edersek ŞEHİTLER ÖLÜR, VATAN BÖLÜNÜR, DEĞERLERİMİZE TECAVÜZ EDİLİR, HAYATLARIMIZ ELLERİMİZDEN ALINIR VE MEMLEKETİN HER KÖŞESİ BİR FİİL İŞGAL EDİLİR…

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı